Saç kök hücre ve cilt fibroblast hücre tedavileri, saçların daha sağlıklı ve güçlü biçimde çıkmasını ayrıca ciltteki kırışıklıkları ve izlerin azalmasını, cildin sıkılaşmasını sağlayan bir uygulamadır.
Genellikle erkeklerin şikayetçi olduğu saç dökülmesi, kadınlarda da özellikle hamilelik döneminden sonra gündeme gelebilir. Emzirme döneminde olan kadınlarda saç dökülmesi hız kazanabilir. Hem erkeklerde hem de kadınlarda saç dökülmesi şikayetlerine karşı geliştirilen klinik tedavi yöntemlerinden biri de kök hücre tedavisidir. Saç derinize kök hücre tedavisi yaptırmayı düşünüyorsanız, öncelikle bu tedavinin kapsamı ile ilgili detaylı bilgilere ulaşmanız gerekir. Bu yazımızda saç dökülmesi sorununa çözüm bulmak isteyenler için en faydalı uygulamalardan biri olan saça kök hücre tedavisi hakkında bilinmesi gerekenleri bulabilirsiniz.
İlerleyen yaşlarla birlikte cildimizin sıkılığını ve pürüzsüzlüğünü sağlayan fibroblast hücrelerinin aktivitesi azalmaya başlar. Bu süreç sonuçta ciltte sarkmayla sonuçlanır. Bu durumlarda kullanılan fibroblast hücre tedavilerinden de aşağıda bahsedilmiştir.
Saç dökülmesine karşı kök hücre tedavisi, en basit tanımıyla sağlıklı ve güçlü saç köklerini özel bir süspansiyon şeklinde hazırlayarak sorunlu olan saçlı deri bölgesine aktarmaya yarayan işlem” şeklinde yapılabilmektedir. HAzırlanan solüsyon seyrek saçlı bölgeye enjekte edilerek bu bölgedeki saçların güçlenmesi sağlanır. Ayrıca saçlı derinin beslenmesi arttığı için dökülme miktarı giderek azalır. Bu tedaviye tıbbi olarak Otolog saç kök hücre transferi adı verilmektedir.
Kök hücre tedavisi, günümüzde daha çok erkeklerde görülen andogenetik alopesi ve diğer saç kaybı problemlerine karşı en etkili yöntemlerden biridir. Uygulamanın türüne bağlı olarak tek seans veya birden fazla seansta tedavi yapılabilir. Tedavi sürecinde hastalara kendi (otolog) hücrelerinin süspansiyonu enjekte edilir. Enjekte edilen kök hücreler, dökülmeyi yavaşlatır ve seyrek saçlı bölgedeki saçların güçlenmesini destekleyici etki gösterir.
Saça kök hücre tedavisi yaptıranlar, çoğunlukla saç dökülmesi sorunundan şikayet eden erkeklerden oluşur. Ancak özellikle hamilelik ve emzirme dönemlerinde kadınlardaki saç dökülmesi can sıkıcı boyutlara ulaşabilir. Bu sebeple hem kadınlarda hem de erkeklerde uygulanan saça kök hücre tedavisi yaptırmaya uygun kişiler genellikle şunlardan oluşur:
Saç dökülmesi çoğunlukla genetik sebeplerden dolayı ortaya çıksa da bazı durumlarda hormon kaynaklı da meydana gelebilir. Saç dökülmelerinde otoimmun bir sorun yoksa, uykuya geçmiş saç folikülleri kök hücrelerden salgılanan büyüme faktörleri ile desteklenebilir. Uykuya geçmiş ve pasif durumda olan saç kökleri, anti enflamatuvar sitokinler sayesinde yeniden aktif hale getirilebilir. İşte bu işlemler saçta kök hücre tedavisinin ne kadar başarılı olacağını belirleyen temel kriterledir.
Saça kök hücre tedavisi öncesinde her klinik uygulamada olduğu gibi bazı prosedürler uygulanmaktadır. Saçlı derinin enjekte edilmesinden önce incelenmesi ve bazı testlerden geçirilmesi gerekir. Hücresel tedavi uygulamalarına başlamadan önce yapılan temel prosedürler arasında kök hücre tedavi öncesinde şunlar uygulanır:
Saça kök hücre tedavisi yapılışı erkek ve kadın hastalarda aynı şekilde gerçekleştirilir. Saç kaybı problemlerini ortadan kaldırmak amacıyla yapılan kök hücre tedavisinde kulak arkasından 3 adet 2.5 mm çapında saç kökü içeren deri parçası alınır. Bu işlemin aşamalarını şu şekilde özetlemek mümkündür:
Kök hücre tedavisi ile kellik ve saç dökülme problemlerini ortadan kaldırmak sanıldığı kadar kolay değildir. Zaman içinde vücut dokuları yenilendikçe saç derisinin daha verimli ve gür bir şekilde saç köklerini beslediği görülebilir. Ancak uygulama ile ilgili net sonuçların görülmesi yaklaşık 3 ay kadar sürer. Bu süreçte kök hücre tedavisinin saç köklerini güçlendirecek diğer besleyici tedavi yöntemleri ile desteklenmesi istenen sonuçlara ulaşmayı kolaylaştırır.
Saç derisine kök hücre tedavi süresi, bu tedaviden yararlanarak saç dökülmesi problemine çözüm getirmek isteyen kişilerin merak ettiği bir konudur. Kök hücre tedavisi tek bir seansta biten bir uygulama değildir. Saç derisinin yeniden canlanıp saç köklerinin gelişmesini hedefleyen bu tedavinin süresi kişiye göre değişmektedir. Kişinin kafasındaki saç potansiyeli ve saç derisinin sağlıklı olup olmaması gibi kriterler kök hücre tedavisinin sürecini belirleyen temel faktörlerdir. Bununla birlikte saç köklerinin kalitesi de tedavinin hızlı sonuç verdiğini gösterir.
Kök Hücre Tedavisinin Avantajları Nelerdir?
Saça kök hücre tedavisinin faydaları, doğal ortamda saç dökülmesi sorununa en etkili çözümü bulmayla ilgilidir. Öncelikle ayaktan tedavi prosedürü uygulandığı için kök hücre tedavisi kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkilemez. Doğal saç büyümesini desteklediği için son derece faydalı bir uygulamadır. Genel anlamda saç derisine kök hücre tedavisinin avantajları şunlardan oluşmaktadır:
Kök hücre tedavilerinde en etkili sonuçlara ulaşmak için bu alanda deneyimli merkezlerden ve sağlık kliniklerinden destek almak gerekir. Günümüzde kadın ve erkek fark etmeksizin herkese uygulanabilen kök hücre tedavisinde istenen sonuçları elde etmek zor değildir. Saçında seyreklik olan kişiler ya da ince telli saça sahip kişiler bu tedavi sayesinde gür ve estetik görünen saçlara kavuşabilir.
Saç için kök hücre tedavisi sonuçları, genellikle 3 ay içinde gözle görülür bir sonuç ortaya koyar. Doğal saç büyümesini tetikleyen bu süreçte sabırlı olmak ve diğer saç çıkartıcı tedavileri de uygulamak önemlidir.
İlk uygulamanın hemen ardından saç dökülmesi büyük oranda azalır. Bir sonraki aydan itibaren dökülen saçların yerine yeni saçların çıktığı gözlenebilir. Bu saçların uzayıp gürleşmesi için gereken süre ise kişiye bağlı değişmekle birlikte ortalama 6-12 aydır.
Kök Hücre Tedavisinin Yan Etkileri Var Mı?
Saça kök hücre tedavisinin yan etkileri konusunda endişeli olmaya gerek yoktur. Uzman doktorların ve klinik görevlilerinin eşliğinde yapılan kök hücre tedavilerinde herhangi bir yan etki görülmez. Uluslararası prosedürlere uygun bir şekilde yapılan kök hücre transferinde alerjik reaksiyonlar görülmez. Çünkü biyopsi ile alınan parça kişinin kendi dokusu olduğu için kök hücre tedavisinde herhangi bir yan etki görülmemektedir.
Saça kök hücre tedavi sonrası, kişinin saç dokusuna zarar verebilecek faaliyetlerden uzak durması önemlidir. Uzmanların eşliğinde saça kök hücre tedavisi yapıldıktan sonra ilk gün duş alınmaması gerekir. Ayrıca seyrek saçlı bölgeye yapılan kök hücre transferinden sonra bu bölgeye tarak vb. ürünler sürtmemeli ve kaşımamalıdır. Bu şekilde saça kök hücre tedavisi yaptırarak saç dökülmesini engellemek ve gür saçlara kavuşmak mümkündür.
Alloblastın tanımı “Yeni doğan ve uygun donör kriterlerine sahip bebeklerin sağlıklı sünnet derilerinden elde edilen hücrelerin (fibroblast) çoğaltılarak ihtiyaç duyulan bölgeye enjekte edilmesi” şeklinde yapılabilmektedir. Alloblast üretimi yüksek teknolojiye sahip laboratuvar ortamında gerçekleştirilmektedir. Birtakım biyomühendislik teknikleri sayesinde kişilerin en çok ihtiyaç duydukları hücreler allojenik olarak enjekte edilmektedir. GMP onayına sahip laboratuvarlar, yüksek teknoloji sistemine dayalı olarak binlerce hatta milyonlarda fibroblast hücresini meydana getirmektedir. FDA onay çevresinde yapılan işlem, fibroblast üretim tekniğine uygun bazı proçeslerden geçmektedir.
Üretimi yapılan hücreler, Sağlık Bakanlığı ve Avrupa onayından geçmekte ve kalite kontrol süreçlerini tamamlamaktadır. Yeni sünnet derisinden elde edilen özelleşmiş hücreler için en üst düzey teknolojiden yararlanılmaktadır. Kişilerin ihtiyaç duyduğu bölge saptanmakta ve allojenik bir tedavi yöntemi gerçekleştirilmektedir. Genel olarak bir seans olacak şekilde uygulanan yöntemde kolajen ve elastin üreten hücreler enjekte edilmektedir.
Fibrocell işlemi sırasında kişilerin kendi dokularından (kulak arkasından cilt biyopsisisi) elde edilen fibroblast hücrelerinden yararlanılmaktadır. Yüksek bir teknolojiden yararlanılarak oluşturulmuş bir laboratuvarda çeşitli tekniklerden yararlanılmakta ve ihtiyaç bölgesine gerekli hücrelerin enjekte edilmesi sağlanmaktadır.
Fibroblast hücreleri genel olarak derinin orta tabakasında yer almaktadır. Ciltteki rejenerasyon, dinamik ve sağlıklı bir cilt görünümünde anahtar rol üstlenmektedir. Cildin sıkılığı, parlaklığı, genç görünümü ve esnekliği bu hücreler sayesinde karşılanabilmektedir. Özel proteinler ve hyalüronik asit nem kapasitesini sağlayan glikoprotein salgılanmasına neden olmaktadır.
Fibrocell ile alloblast işlemleri arasındaki farklar insanların hangi yöntemi tercih edeceğini belirlemektedir. Alloblast tedavisinde genel olarak allojenik fibroblastlardan yararlanılmaktadır. Fibrocell tedavisinde ise kişilerin kendi kulak arkası dokuları kullanılmaktadır. Diğer farklar ise şu şekildedir:
Alloblastın vücut üzerinde uygulanması aşağıdaki şekilde olmaktadır:
Alloblast sonrası yapılması gerekenler arasında bölgeyi sudan uzak tutmak yer almaktadır. Buna ek olarak 24 saat boyunca bölgeye herhangi bir bası da uygulamamak gerekmektedir. Kozmetik ve makyaj ürünlerinin 72 saat süresince bölgeye uygulanmamasına dikkat edilmelidir.
Uygulama sonrasındaki ilk 3 ay dermaroler ve lazer gibi uygulamalarda özellikle kaçınılmalıdır. Düşük yoğunluklu hyalüronik asit enjeksiyonu gibi uygulamaların yapılabilmesi için ise en az 3 hafta gerekmektedir.
Hem sağlıklı hem de genç hücrelerin cilde yerleştirilmesi durumunda aşırı yaşlanan ya da onarılamayan dokular kendilerini yenilemeye başlayacaktır. Hasarlı olan dokular bu hücreler ile eski haline gelebilmektedir.
Yeni doğanların henüz kendileri ile özdeşleşmemiş olan sünnet derisindeki hücrelerden elde edilen alloblast uygulaması kliniğimiz tarafından uygulanan yöntemlerden biridir. Eğer siz de alloblast uygulaması ile ilgili detaylı verilere sahip olmak isterseniz bizlere iletişim bilgilerimizden ulaşabilirsiniz.